Enflasyonun Eylül’den sonra baz etkisi nedeniyle yükselmesi beklenmektedir…
Merkez Bankası tarafından yayımlanan yılın üçüncü enflasyon raporuna göre 2015 için yılsonu enflasyonu orta noktası %6,9 olmak üzere %6 ile %7,8 aralığında tahmin ediliyor. Bu, önceki Enflasyon Raporu’na göre 0,1 baz puanlık yukarı yönlü bir güncelleme anlamına geliyor.
Basın sunumunda TCMB Başkanı Erdem Başçı, faiz politikasının operasyonel çerçevesinde sadeleşmeye gitmek suretiyle geleneksel para politikasına (ortodoks) dönüş sinyali verdi. Bilindiği gibi TCMB son dönemde faiz koridorunun üst bandından (marjinal borç verme oranı) fonlamanın toplam fonlamadaki oranını artırarak ‘gizli sıkılaşma uyguluyor.
PPK TEMMUZ 2015 TOPLANTI ÖZETİNDE YER ALAN KİMİ KRİTİK VURGULAR ŞU ŞEKİLDE;
Kurul, toplantıda Temmuz Enflasyon Raporu’nda yer alması öngörülen orta vadeli tahminleri değerlendirmiştir. 2015 yılı ikinci çeyreğinde enflasyon Nisan Enflasyon Raporu tahminlerine yakın gerçekleşirken, çekirdek enflasyon tahminin üzerinde kalmıştır.
Bu dönemde gıda enflasyonundaki düşüş enflasyondaki iyileşmenin ana belirleyicisi olurken çekirdek enflasyon büyük ölçüde döviz kuru etkileriyle yükselmiştir. Enflasyon tahminlerine esas oluşturan varsayımlar ve dışsal koşullar bir arada değerlendirildiğinde; ithalat ve gıda fiyatları gelişmeleri ile çekirdek enflasyonda gözlenen döviz kuru kaynaklı yükseliş göz önüne alınarak 2015 yıl sonu enflasyon tahmini sınırlı bir miktar yukarı yönde güncellenmiştir. Kurul, gıda fiyatlarında öngörülen kısmi iyileşme ve temkinli para politikasının katkısı ile enflasyon görünümündeki bozulmanın sınırlı kalacağını ve enflasyonun orta vadede hedefe ulaşacağını değerlendirmektedir.
Küresel kriz sonrası dönemde, özellikle ABD para politikasının çıkış sürecinde gelişmekte olan ülkelerde uzun vadeli faizler küresel para politikalarına aşırı duyarlı hale gelmiştir. Bu süreçte TCMB’nin uyguladığı geniş faiz koridoru ve sıkı likidite politikası ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmıştır. Önümüzdeki dönemde, küresel para politikalarının normalleşmeye başlamasından sonra sözle yönlendirme politikaları sayesinde uzun vadeli faiz oranlarındaki oynaklık kalıcı olarak düşebilecektir. Bu baz senaryo altında ülkemizde de geniş bir faiz koridoruna olan ihtiyacın zaman içerisinde azalabileceği değerlendirilmektedir. Böyle bir durumda, TCMB faiz politikasının operasyonel çerçevesinin de kademeli olarak sadeleştirilmesi söz konusu olabilecektir. Kurul üyeleri teknik birimlerden bu yöndeki hazırlıkların Ağustos ayındaki toplantıda sunulmak üzere tamamlanmasını istemişlerdir.